İsrail’in Doğu Kudüs’teki Askeri Harekatı ve Ben-Gvir’in Tartışmalı Açıklamaları

İsrail’in Ağustos ayında işgal altındaki Batı Şeria’da son 20 yılın en büyük askeri harekatını gerçekleştirmesi ve bir İsrailli bakanın açıklamalarıyla Doğu Kudüs yeniden gündeme geldi.

İsrail, “terörle mücadele operasyonu” adıyla dört kente askeri birliklerini gönderdi, baskınlar düzenledi.

İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ise Doğu Kudüs’teki Mescid-i Aksa’da sinagog inşa edilmesini istiyor.

Ben-Gvir’in bu yöndeki açıklaması ABD, İngiltere ve Türkiye gibi ülkeler tarafından kınandı.

İngiltere “yerleşimci şiddetini ve Ben-Gvir’in yaptığı gibi Kudüs’teki kutsal mekânların statükosunu tehdit eden kışkırtıcı açıklamaları şiddetle kınadığını”, ABD Dışişleri Bakanlığı “provokasyonların sadece gerilimi artırdığını” ifade etti.

Türkiye, Ben-Gvir’in açıklamasını, “İsrail’in Kudüs’teki kutsal mekânların ve Kudüs’ün statüsünü ve kimliğini değiştirme çabalarının yeni ve son derece tehlikeli bir örneği” olarak niteledi.

İsrail Başbakanlık Basın Ofisi, Ben-Gvir’in ifadeleri sonrası yaptığı yazılı açıklamada, Mescid-i Aksa’daki statükonun değişmediğini savundu.

Doğu Kudüs daha önce de Mescid-i Aksa’da Filistinlilere yönelik İsrail müdahalesiyle sık gündeme gelen bir bölge.

Nisan 2021’de de Ramazan’ın son günlerine denk gelen “Kudüs Günü kutlamalarında fanatik Yahudilerin baskın yapacağı” söylentileri üzerine Mescid-i Aksa’da Filistinliler bazı noktalara barikatlar kurmuş, İsrail polisi müdahale etmiş, iki taraftan da yaralananlar olmuştu.

Peki Kudüs niçin önemli ve neden tartışmalı bir kent? Kudüs’ün dinler ve siyaset tarihi açısından önemini dört başlık altında inceledik:

Doğu Kudüs 1967’den bu yana işgal altında

Dünyanın en kadim kentlerinden Kudüs bugün Orta Doğu’daki sorunların merkezinde yer alan bir bölge.

İsrail, kentin doğusunu 1967’de işgal etti, 1980 yılında da şehrin tamamını başkenti ilan ettiğini duyurdu.

Filistinliler de Doğu Kudüs’ü ileride kurulacak Filistin devletinin başkenti olarak görüyor.

Oslo anlaşmalarında Kudüs’ün statüsü barış görüşmelerinin ileri aşamalarına bırakılmıştı.

Üç semavi dinin de Kudüs’te kutsal mekânlarının bulunması, kentin tarih boyunca uluslararası öneme sahip olmasına yol açtı.

Kudüs’te hangi kutsal yapılar var?

Arapça El Kuds, İbranice Yeruşalayim olarak adlandırılan Kudüs, dünyanın en eski şehirlerinden birisi.

Tarih boyunca, birçok kutsal yapıya ev sahipliği yapmasından dolayı çok sayıda savaşa sahne oldu ve defalarca yıkıldı, yeniden inşa edildi.

Kudüs, 1517’den 1917’ye kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun kontrolündeydi.

Kudüs, üç semavi din olan İslam, Yahudilik ve Hristiyanlık için çok kutsal sayılan yerleri içinde barındırıyor. Kutsal yerlerin önemli bir kısmı Doğu Kudüs’te yer alıyor.

Kudüs’ün içinde binlerce yıllık tarihi barındıran dar sokaklarla dolu Eski Şehir, dört ana bölümden oluşuyor. Bunlar Müslüman, Yahudi, Hristiyan ve Ermeni mahalleleri olarak sıralanıyor.

Eski Şehir’in etrafı ise kalın taş duvarlarla çevrili.

Müslümanlar için en kutsal yerlerden biri kabul edilen Mescid-i Aksa ve Kubbet’üs Sahra’nın bulunduğu Harem-üş-Şerif, Doğu Kudüs’te yer alıyor. Muhammed Peygamber’in buradan göğe yükseldiğine inanılıyor.

Yahudiler için Mescid-i Aksa’nın hemen altında yer alan ve Süleyman döneminde yapılan tapınağa ait olduğuna inanılan Ağlama Duvarı yer alıyor. Burası Yahudilik inancının en kutsal mekânı.

Hristiyanlar için ise Kudüs’te bulunan Kutsal Kabir Kilisesi’nde İsa Peygamber’in çarmıha gerildiği ve kabrine konulduğu düşünülüyor. Bu kilise, aralarında Rum Ortodoks Patrikhanesi, Roma Katolik Kilisesi ve Ermeni Patrikliği’nin de olduğu farklı mezheplerin temsilcileri tarafından yönetiliyor.

Kudüs’ün durumu neden tartışmalı?

Kudüs’ün statüsü, İsrail-Filistin çatışmasının da en merkezi sorunlarından birini oluşturuyor.

İsrail, 1967 yılındaki Altı Gün Savaşı’nda o zamana kadar Ürdün’ün kontrolü altında bulunan Doğu Kudüs’ü işgal etti. O tarihten bu yana da İsrail işgali altında bulunuyor.

İsrail, 1980 yılında kabul ettiği kanunla Kudüs’ü “bölünmez başkenti” ilan etti. Ayrıca aynı kanunla kentte yaşayan Araplara vatandaşlık verildi.

Araplar da Doğu Kudüs’ü ileride kurulması muhtemel Filistin devletinin başkenti olarak kabul ediyor. 1993 yılında imzalanan Oslo Barış Anlaşmaları’nda Kudüs’ün nihai statüsünün barış görüşmelerinin ileri aşamalarında ele alınması öngörülmüştü.

İsrail devletine ait meclis, cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve bakanlıklar gibi resmi kurumlar Kudüs’te yer alıyor.

Ancak İsrail’in Kudüs üzerindeki başkent ilanı uluslararası alanda tanınmıyor. İsrail büyükelçiliğini Kudüs’te tutan tek ülke ABD. Eski ABD Başkanı Donald Trump, 2018 yılında Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımış ve büyükelçiliği buraya taşımıştı.

Türkiye’nin de İsrail Büyükelçiliği Tel Aviv’de bulunuyor.

Ancak Türkiye, Kudüs’te diplomatik temsilcilik bulunduran az sayıda ülkeden birisi. Türkiye’nin Filistin Yönetimi ile ilişkilerini sürdürmek amacıyla Kudüs’te başkonsolosluğu bulunuyor. Kudüs Başkonsolosluğu’nda Türkiye büyükelçi düzeyinde temsil ediliyor.

İsrail işgali demografiyi değiştirdi mi?

İsrail’in Doğu Kudüs’ü işgal etmesinden bu yana kentteki Yahudi nüfus da önemli bir artış kaydetti.

1967 yılından bu yana İsrail burada en az 12 yerleşim birimi kurdu.

İsrailli sivil toplum örgütü Peace Now (Barış Şimdi) verilerine göre Doğu Kudüs’teki yerleşimlerde 220 binden fazla Yahudi yaşıyor.

Uluslararası hukuk tarafından Doğu Kudüs’teki Yahudi yerleşimleri yasa dışı kabul ediliyor. Ancak İsrail, buna itiraz ediyor.

Kudüs’te yaklaşık 950 bin kişi yaşıyor. Nüfusun yüzde 37’sini Araplar, yüzde 61’ini de Yahudiler oluşturuyor.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komisyonu’nun raporuna göre, 1 Kasım 2022 ile 31 Ekim 2023 arasında Batı Şeria’nın C Bölgesi’ndeki mevcut İsrail yerleşimlerinde yaklaşık 24 bin 300 haneye izin verildi.

Bu, 2017’de yerleşim izinlerine ilişkin veriler izleme altına alındığından beri kaydedilen en yüksek rakam ve bunların 9 bin 670’i Doğu Kudüs’te.