Kara para aklamak ve vergi kaçırmak gibi suçlardan bir süredir cezaevinde olan Dilan Polat’ın çocukluk arkadaşı Avukat Özgecan Sırma, 2. Sayfa magazin programının konuğu oldu. Fenomen ismin çocukluk döneminden bahseden Sırma, ‘Bu kadar şey ortaya çıkacak, ben de çıkıp savunacağım ya yok öyle bir şey!’ dedi. Ardından bilinmeyen bazı detaylara değindi.
Dilan Polat, Engin Polat ve beraberindeki aile bireyleri kara para aklama ve vergi kaçırma suçlarından Kasım ayının başında cezaevine girmişti.
Bir süredir haklarındaki her detay incelenen, sosyal medyada ve magazinde gündemden düşmeyen Polat çiftinin neler yaptığı televizyon ekranlarında tartışma konusu.
Dilan Polat’ın çocukluk arkadaşı avukat Özgecan Sırma, 2. Sayfa programında ilginç açıklamaların altına imza attı.
Dilan Polat’ın çocukluğuna ilişkin detaylardan bahseden Sırma, ‘Dilan gecekondu hayatından gelen bir kız değil. Cezaevi psikologları bunu dikkate almalı’ dedi.
‘Dilan gecekondu hayatından gelme bir kız değil. Eşi öyle. Gelin gittiği ev öyle. Engin, Dilan’ı istemeye geleceği zaman evlerini biz temizledik. Tabii ki hizmetçileri vs yoktu. Ama Antalya’da evleri vardı birkaç tane. Dilan’ın travmaları çoktu. Çok panik atak krizleri geçiriyordu. Dilan ile ilgili haber gelince, bunu yazdım. ‘Cezaevi psikologları bunu dikkate almalı’ dedim. Çünkü oradaki insanların canları devlete emanet.’
Şimdilerde cezaevinde “intihar edeceğim” dediği ifadelerin ve mektupların ortaya çıktığı konuşulurken daha önce de böyle girişimleri olduğunu söyleyen avukat, annesi ve kendisinin Dilan Polat’ı binaların tepesinden aldıklarını dile getirdi.
‘Dilan’ın gençliğinde de intihar girişimi oldu. Annesinin kaybı ile alakalı diye düşünüyorum. Annem market alışverişi için indiğinde, Dilan için ‘binanın tepesinde’ diyorlar. Oradan alıp annem bizim eve getirdi. Sakinleştirdik süreci böyle devam ettirdik.’
Sıla Doğu’nun ise her zaman daha güçlü olduğunu dile getirdi.
Dilan Polat’ın Engin Polat’a olan aşkının şov için olmadığını ve bunun saplantılı bir aşk olduğunu dile getiren Sırma, “17 yaşındayken Engin’in çoraplarını kokluyordu” dedi.
‘Sıla çok daha güçlü bir karakterdi. Dilan’ın hayatı sadece Engin. Engin ile olan ilişkisi. Biz 17 yaşındayken Engin’in çoraplarını kokluyordu. ‘Kocam kocam’ demesi şov değil, gerçek. Belki de ailedeki duygu eksikliğindendi. Aşk diyemeyeceğimiz, saplantı boyutunda bir bağı var. Dilan’ın hayatına kenaradan köşeden girdiyseniz Engin ile olan ilişkisine şahit oluyorsunuz. Sosyal medyada ilişkilerini böyle yansıttığını düşünüyorlar. Hayır! 17 yaşındayken de bu kız bu aşkı böyle yaşıyordu. Çok kırılgan bir psikolojiye sahip olduğunu biliyorum.’
Altınlı kahve olayına kadar çocukluk arkadaşını takip etmediğini, neler yaptığından haberi olmadığını söyleyen Sırma, Ataşehir’deki hırsızlık olayının ardından yeniden iletişime geçtiklerini söyledi.
‘Dilan’ı altın kahve olayına kadar takip etmiyordum. Arkadaşlığımız da çocukluk yıllarında kalmıştı. Haberim yoktu isminin ve çevresinin ne kadar büyüdüğünü. Ataşehir’de bir hırsızlık olayı olmuştu. O dönem konuşmuştuk. Çocukluğunuz güzel geçtiyse, aradan yıllar da geçse birbirinizi gördüğünüzde kaldığınız yerden devam edersiniz. Biz birbirimizin evinden çıkmıyorduk. Tam gün mesai. Babası ile çatışmaları, kardeşinin durumu… Arkadaş olarak ben ve ablam vardı. Bizden başka insan yoktu hayatlarında. Bu anıdan bağımsız olarak ortada çok travmatik bir geçmiş var.’
Dilan Polat’ın “Benim psikolojim bozuk, tahliye edin” demesinin geçerli bir sebep olmadığını söyleyen avukat Sırma, “Bu kadar şey ortaya çıkacak, ben de çıkıp savunacağım ya yok öyle bir şey!” dedi.
‘Çocukları ve ölmüş annesi üzerinden lince uğradı. Daha ortada MASAK yoktu, suçlama yoktu… Ben de ‘Anne yüreğinden de öperim, yetim kalbinden de öperim’ dedim ama şimdi bir hukukçu olarak söylüyorum yüksek suç şüphesi var. Bu kadar şey ortaya çıkacak, ben de çıkıp savunacağım ya yok öyle bir şey! Sen kimsin 600 milyon TL’nin adı geçiyor. Bu kadar şube açacaksın. Naylon fatura ortaya çıkacak. Dilan Polat ve Engin Polat bu olaydan ceza alır. Ben diğer meslektaşlarım gibi ilk duruşmada tahliye de beklemiyorum.’
Sıla Doğu’nun kendisine avukatı olmasını teklif ettiğini fakat kendisinin kabul etmediğini söyleyen Özgecan Sırma, “Ben inanmıyorum ki haklılığa, seni nasıl savunayım?” dedi.
‘Bu dosyada ilk duruşmada tahliye gerektirecek bir şey yok. Ben kolay kolay tahliye de beklemiyorum. ‘Vergi Usul Kanununa Muhalefet’ senin ‘varsa bir cezamız öderiz’ deyince kurtulabileceğin bir şey değil. Bu paranın ne parası olduğunun üzerine gidilmeli, Gürcistan mı? uyuşturucu mu? fuhuş mu? ne? * Sıla bana ‘avukatım olur musun?’ dedi, kabul etmedim. Neden edeyim? Bana bir mikrofon uzatılacak. Ben vekaletli bir avukat olarak onların aleyhinde bir şey söyleyebilir miyim? Disiplin suçu. Ben inanmıyorum ki haklılığa, seni nasıl savunayım? Dilan’ın güzel olmaya, önde olmaya, sosyal medyadaki ünlülerle iletişim kurmaya meyili yoktu. Sıla’nın vardı ama Dilan’ın Engin’den başka bir hayali yoktu. Ben Youtube’da bir programda gümbür gümbür geliyor, çocuklar için tedbir alın dedim. Dilan bu cümleme kızmış. Sıla da ‘yalan mı söylüyor? Seni suçlamıyor. Olayların gidişatını anlatıyor’ demiş’
Sıla Doğu’nun kendisine sosyal medyada numarasını atması üzerine konuştuklarını söyleyen Sırma, “Ben çocukluk arkadaşım olarak sizi seviyorum ama bu olay bambaşka bir yere gidiyor dedim.” açıklamasını yaptı.
‘Sıla bana Instagram’dan numarasını attı. O şekilde konuştuk. Ben çocukluk arkadaşım olarak sizi seviyorum ama bu olay bambaşka bir yere gidiyor dedim. Sıla 80-90 milyon vergi öderiz dedi. 80-90 milyon vergi ödüyorsan bunun kazancı ne? Kaynak ne?* Avukatlarının konuşmasını görünce Dilan’ı aradım. Bu avukatlarla çalışmakta kararlı mısınız? Çok iyi ceza avukatlarımız var. dedim. ‘Onlara algı yapıldı’ dedi. Bahsi geçen 600 milyon, emanet de olabilir. Üzerlerine olan mal varlıkları emanet de olabilir. Bakalım bunların ağababaları bu olaylara ne diyecek ve o kim?’
Programda avukat Özgecan Sırma’nın yaptığı açıklamaları buradan izleyebilirsiniz:
